2 Aralık 2010 Perşembe

Ve aşk...


Bazen insanın hayatı hiç beklemediği bir yerde hiç beklemediği şekilde değişir.

Bundan 5 yıl öncesini hatırlıyorum.

Annem gelip bu sene tatilimizi Anamurda yapıcaz dediğinde ben gitmem oraya diye kuduruyordum.

Sonuç değişmez tabi.

Ve gittik.

Bir sene sonra bir daha.

Biriyle tanıştım en yakınım oldu.

Koalada diyebiliriz.

Yapıştı kaldı. (:

Sonra bir daha gittik.

Ve geçen seneydi.

Boş boş otururken içeri biri girdi.

İşte hiç beklemediğim bir yer ve hiç beklemediğim bir şekildi bu.

Koalaya döndüm.

Sonra içeri girene.

Ne kadar da tatlıydı.

Kıvırcık saçları vardı.

Ağır yürüyordu.

En güzeli o mükemmel tatlılığıyla gülümsüyordu.

Ve bizim masamızdaydı.

Orada bana gülümseyip otururken onun benim en büyük mutluluğum olucağını bilemezdim.

Ve de en büyük acım.

O gece gitmemek için çırpındığım şehir benim mutluluğum olmuştu.

Her şey çabuk gelişmişti.

Zaten çok da zamanımız yoktu.

Dönüyordum.

Bir yarımı bırakarak.

Hiçbir şeyim olan birinde bir yarımı bırakmıştım.

Bu seneyi hatırlıyorum şimdi.

Şehrine ayak bastığımda hissettiğim huzuru.

Benim sevgilimdi çünkü artık o.

Bana gülümsicekti.

Her şey yine çabuk gelişiyordu.

Dedim ya bizim hiç zamanımız olmadı zaten.

Biz hep dar zamanlarda yaşadık aşkı.

Ama yaşıyorduk.

Mutluyduk.

Hiç olmazssa öyle sanıyordum.

3 haftanın sonu yaklaşırken hala gülümseyebiliyordum.

Bazen durup dönüp bakardım.

Arkadaşlarıyla batak oynardı.

Sonra bir an döner gülümserdi.

Ne güzeldi.

Üşürdüm bazen.

Sadece dokunurdu.

Geçerdi.

Sonra bitti.

Gitme vaktiydi.

Zamanın nasıl durduğu hala aklımda.

Ve sevgilimin gözyaşları hala omzumda.

Bu sefer o şehirden giderken tamamen kalmıştım.

Benliğim onunla kalmıştı.

Artık gülümserken gözlerini kısıp yukarı bakmasını hayranlıkla izliyemicektim.

Üşüdüğümde bana dokunamicaktı.

Yine huzurluydum ben.

Hala benim sevgilimdi ama.

Sonra...

Sonrası koca bir hiç.

Bitti.

Çok büyük acılarla,çok büyük yanlışlarla ve en önemlisi pişmanlıklarla.

Benim bir sevgilim vardı.

İlkimdi.

Kıvırcık saçları vardı.

Gülümserken yukarı bakardı.

Beni çok severdi.

Şimdi benim bir sevgilim yok.

Ama hala

İlkimsin.

Hala gülümserken yukarı bakıyorsundur.

Ve belki de hala beni çok seviyorsundur.

Gözyaşların hala bende rahat ol.

Ve ben hala beni ilk öptüğün yerdeyim.



6 yorum:

otomatik portakal dedi ki...

çok derinlikli bir yazı olmuş öncelikle..

kıvırcık saçlar hayallerimi süslemiştir benim de hep.. fakat o kıvırcık saçların sahibi bizi her zaman mutlu etmiyor edemiyor işte :)

Profösör dedi ki...

Breh.. Breh.. Brehhhh.. çok etkileyici dizeler. ama sonu hazin mi desem, yoksa mutluluğu boynu bükük yaşamak mı desem?

xoxo dedi ki...

Memento bazen gerçekten olmuyor,kıvırcık olsa bile.(:

Prof sanırım mutluluğu boynu bükük yaşıyanlardanım.

Profösör dedi ki...

Yüreğine sağlık senin. Umarım bundan sonrası herşey gönlünce olur. Eğer vaktiniz varsa ve bir maniniz yoksa bize kadar buyrun isterseniz. Bir kahvemi içersiniz. Size bir öykü anlatırım. Sevgi ve şefkata dair.

xoxo dedi ki...

Sevgi şefkate dair bir öykü yerine sevgi ve şefkatin kendisini isterim efem.

Profösör dedi ki...

"Sevgi şefkate dair bir öykü yerine sevgi ve şefkatin kendisini isterim efem."

Süpersinnnnn sen. Kendinizi iyi ifade ediyorsunuz. Hem de damardan..