Durdum.
Gözlerimi kapadım.
Gözlerimi kapamanın etkisiyle yaş göz kapaklarım arasında sıkıştı sanırım.
Yoksa o kadar çabuk yanaklarıma düşmezdi.
Yavaşça aktı.
Yanağım ıslandı.
Silmedim.
Akmaya devam etti.
Açmadım gözlerimi.
Düşündüm.
Yakıştıramadım.
Her şeyi.
Sana,ona,onlara yakıştıramadım.
Sonra gülümsedim.
Ne önemi var ki? dedim.
Herkes kendine yakışanı yapar.
3 yorum:
Gözyşı dedin ya, aklıma bir annenin gözyaşları geldi aklıma. Seninle paylaşalım dedim. Bu sefer birlikte ağlarız. Birlikte hınçlanırız..
Bazen bir yazısız karikatür binlerce sayfanın anlatamadıklarını bir bakışta anlatabilir. Doğmadan anne karnında öldürülen bebeklere de ne diyeceğiz. Olan çocuklara ve annelere oluyor. Afrika kıtasında Kongo savaşları sürerken, hamile kvdınlvra petrol içirtilip, karınlarına süngüyle deşiliyordu. Sonra da benzinli cesedi ateşe veriliyordu. Hunharca katliamlar devam ederken; 1975 yılında L'express dergisinde yayınlanan bir karikatürü de burada hatırlvtmak istedim. Viyetnamlı bir anne kucağındaki ölü bebeğini göğsüne bastırarak ağlıyordu. Çok etkilenmiştim bu Viyetnamlı anneden ve bebeğinden. Annenin gözyaşları ise, boncuk boncuk, uçaktan atılan bombalar gibi yanağından süzülüyordu. Viyetnamlı annenin gözyaşları bitmeyen elbette bir nefretin en hazin hikayesini anlatıyordu sanki. Dün gibi hatırlıyorum; savaşı da, karikatürü de.. Olan annelere ve bebeklerine oluyor.
Bazı anlar,görüntüler vardır hiç bir sözün anlatamıyacağı şeyler anlatır.
Böylelerine küfür ediceksin.
Mim mim mim!
http://bokbocegiyimben.blogspot.com/2010/12/mimm.html
Yorum Gönder