4 Ocak 2011 Salı

Çok zamandır düşünüyorum.
Eksik olanı,eksikliğini.
Neydik zamanında biz sevgili diyorum.
Bazen ağlıyorum hala kurumamış bir yerler var içimde.
Hep yaş kalıcak yerler.
Ve bazen ben gidiyorum.
Senin haberin yokken.
Senden,bizden gidiyorum.
Bazen de kalırdım.
Haberin olmazdı.
Sen gitmişsin zamanında benim haberim olmamış.
İçindeki nefret gün geçtikçe büyür.
Acın büyür.
Nefret dolarsın.
Sevdiğini başka bir tende düşünmek.
Yok dersin.
Olmaz.
Komik gelir.
Sen yan yana bile düşünemezken sevdiğini teninde başka bir teni hayal etmek inancını yok eder.
Beynini zorlar.
Yakar.
Yaktığı kadar üşütür.
Boktandır işte.
Küfrettirir.
Eksik hissettirir.
Ama gider işte.
Biter.
İnanç ya bu.
Her şeye rağmen bağlanıcak nedenler arar.
Bulamaz.
Vazgeçer.
Ne araya giren yol ne kavga ne ayrılık.
Ayıramaz başka bir ten kadar.
Şimdi aramıza yol değil tenler girdi.
Aldatılmak bir insana sen eksiksin demenin kibar yoluymuş.
Kibar da ne kibar.
Eksik olduğumu hissettiğimde anladım.
Aşkın bazı şeylerin yerini alamadığını sana sadece aşk verebiliyoken senin başka biriyle yattığını duyduğumda anladım.
Anlayamazdım.
Ben bilmiyordum.
Benim yaşadığım en büyük aşk sendin.
Sadece aşktı ama işte.
İlk defa tuttuğum el.
Nefesini bu kadar yakınımda hissettiğim ilk erkek.
İlk işte.
Şimdi bittim.
Ve ne kadar acımasız olunabiliceğini gördüm.
Senin canını acıtabilmek için düşündüklerimin her seferinden kıyısında dönerken buldum kendimi.
Anladım.
Canım yanıyordu.
Canın yanmalıydı.
Düşman olmayı gördüm.
Aramızdaki tenin ölmesini en içimde hissettiğimde anladım.
İnan buralarda pek iyi bir şey kalmadı.
Ve evet.
Bu sadece yazıya dökülebilen kısmı.
Şimdi gitme vakti..Dedim hep kendime.
Ve bazen aptal aşık ayağına yattım.
Hadi dedim.
Hadi unut.
Ve aşkım de.
Ve şimdi..
Yine gitme vakti.
Kimseyle değil kendinle savaşmak.
En yıkıcı olanı.
Öyle bir savaşki darmadağın olup tek başına kaldığın.
Şimdi toparlanma zamanı.
Şimdi gitme zamanı.
Ben hala hissediyorum senin o bir günlüğüne aramıza soktuğun tenleri.
Sen de hissediyorsun dimi?
Ve hatta tenini teninde?
Ya da sana nasıl baktığını?
Ya da dudaklarından isminin nasıl çıktığını?
Peki.
Beni de hissediyor musun teninde?
Benim sana nasıl baktığımı?
Ya da benim dudaklarımdan isminin nasıl çıktığını?
Şimdi unut işte.
Bu haksızlık çünkü.
Dağılan birini toparladın bizi dağıtarak.
Ama bilmediğin bir şey vardı.
Senin dağıttıklarını sen toparlıyamazssın artık.
Nasıl sen bir başkasının dağıttıklarını toparladıysan...
Şimdi gitme vaktin.
Rica etsem.
Sessizce gider misin?
Son sözlerini söylemeden.
Ve hatta ben bile fark etmeden.
Gider misin.

Hiç yorum yok: