29 Ekim 2010 Cuma

Klinos afroditi

Praksiteles Atinalı bir heykeltraştı.
Birgün ressam arkadaşıyla Datça yakınlarındaki Knidosta bir akşam vakti sahilin kuytu bir yerinde içkisini içip sanattan konuşuyordu.
Tepedeki manastırdan rahibelerin indiğini gördüler.
Rahibeler sahile gelip elbiseleriyle denize girdiler.Yalnız biri çırılçıplak soyundu.
Genç kadının vücudunu gören Praksiteles hemen o anda vücudun heykelini yapmadan yaşayamıyacağını hissetti.
Ertesi gün manastra gidip başrahibelerden izin istedi.Başrahibeler ''kendisine sorun biz karışamayız'' dedi.
Heyecanlı heykeltraş genç rahibeyi çıplak heykeli için poz vermeye ikna etti.
Heykeli yaparken kızın hikayesini öğrendi.
Genç kız,bir adamı öldürmüştü.
Mahkeme kızı ölüme mahkum etmişti.
Yargıçlar kararı okudukları sırada genç kızın avukatı yapılacak hiç bir şey kalmadığını görünce ortaya fırlamış genç kızın elbsilerini yırtıp, kızın çıplak bedenini yargıçlara göstermişti.
''Bu memeleri yok etmeye razı olacak mısınız?''
Yargıçlar tekrar toplanıp kızı bir manastrda yaşamaya mahkum etmişti.
Praksiteles 'hayat kurtaran' o vücudun heykelini yaptı.
Adını ''Knidos Afroditi'' koydu.
Bu heykeli Romali Plinius dünyanın en güzel heykeli ilan etti.

''İçimizde bir yer kitabında alıntı.''

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Vay be!
Mitolojiyi her zaman sevdim. Bu tarz efsanelere de bayılıyorum. Sayende bunu da biliyor oldum. :)
Googledan resimlerine baktım az önce. Knidos Afroditi ha.. Çok hoş ya.